Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Cilala, parlat... Cilala, parlat...

Çocuklar bu akşam geç yattılar. Sebep? Perşembe günü katılacakları Hallowen partisi için kostüm yaptılar. Eski kıyafetlerini yırtık pırtık kesitler, üstüne ketçap, baticon, kırmızı oje artık allah ne verdiyse sürdüler, kendilerine bir zombi efekti yarattılar, arkadaşları ile birlikte katılacakları partiye hazırlandılar. Yavrularımı bu tatlı telaşın içinde görünce aklıma kendi çocukluğum geldi. Hallowen’lerde tüm aile rahmetli anneannemlerin Erenköy’deki köşkünde toplanırdık. Toprağı bol olsun, Şefika teyzem bize bal kabağından cadı suratları, türlü türlü fenerler, oyuncaklar yapardı.  Münibe Hala’m hepimize kostüm kıyafetler dikerdi... Hiç unutmam, bir Hallowen’de kötü deniz kızı kılığına giricem diye tutturmuştum. Halam ‘olmaz’ dedi. Ben üzüntüden ve  ağlamaktan hasta olup yataklara düştüm. Sevgili baba’cığım, benim günlerce ateşler içinde yanmama dayanamamış olacak ki, istediğim ateş kırmızısı kadife kumaşı Paris’ten bulup getirtti. Kumaş İstanbul’a geldiğinde Hallowen’e sadece b

Bayram, bayram hey...

Babam 1991 yılında Marmaris-Selimiye Köyü’ne yerleşip, otel sahibi olmaya karar vererek, bizim bayram trafiğinde izleyeceğimiz rotayı çizmiş oldu. 21 yıl içinde 42 bayramın bir tanesi istisna, 41’inde, bendeniz göçmen kuşlar misali, İstanbul’dan Marmaris’e gittim, durdum. Bizim otele gidilmeyen tek bayramda da babam kafayı kırıp ‘otel, motel yok... bize mi güvendiniz de tatile çıktınız’ diyerek kapıya kilidi astığı için, iki sokak ötede başka bir otele müşteri olarak gitmiştik. O tatilde çocuklar küçük olduğu için ben olaya hava yolu ile dahil olmuştum. Bu yüzden kendisini saymıyorum. Bayram tatillerinde yollarda olmak, kepazeliği baştan kabul etmektir. Uçak gibi medeni ulaşım araçları bu rezilliği bir nebze olsun katlanılır hale getirirler. Ancak bizim gibi, matematik hocasının garezine uğrayıp, uçak biletlerinizi son anda iade ederseniz, kendinizi öyle bir herc’ü merc’in içinde bulursunuz ki, kendiniz bile inanamazsınız. Dün, bizde böyle bir galeyan da kaldık. Selimiye’den öğle v

Scorpions... Bir veda konserinden aklımızda kalanlar...

Dün gece Scorpions’ın dünya çapında düzenlediği veda turnesinin İstanbul ayağına gittik... Çok güzel bir konserdi. Grubun kırk altı yıldır müzik yapan bir topluluk olması hepimizi etkiledi. Bizde kendilerine, yirmibeş yıllık arkadaşlar topluluğu olarak veda ettik. Şimdi bende bu kadar anlamlı bir şeyin ardından, ne desem boş mantığından yola çıkarak, marifeti kendinden menkul edebi kabiliyetimi rafa kaldırayım, olayı kısa notlar halinde vereyim, dedim... İşte o geceden aklımızda kalanlar... Klaus Meine’nin sesi yetmişine merdiven dayamış bir insanın sesi gibi çıkmıyor. 1970 senesinde, gruba katıldığında nasılsa, halen öyle... Bir perdenin arkasından dinlenilirse, rahatlıkla I’m still loving you diyenin, 30 yaşında bir adam olduğu fantezisi kurulabilir. 1970 yılında bu grubu kurmuş insanların sahne performansı, zaman zaman 1970 doğumlu olanları utandıracak düzeylere ulaşabiliyor. Bu konuda bir takıntısı olanlar, doğum yıllarından on yıl önce kurulmuş grupların konserleri

Fifty Shades of Grey’in Düşündürdükleri...

Geçen hafta, internette ‘yeni çıkan neler var’ diye gezinirken, Fifty Shades of Grey’in satış listelerine girdiğini gördüm. Aklım başımdan gitti. Neden derseniz, birincisi; kitabı Türkiye’de satışa çıkmadan önce Ipad üzerinden indirip okuyan arkadaşlarım anlata anlata bitirememişlerdi... İkincisi; kitabın yazarı kadın, bencileyin kırk yaşına gelene kadar alış-veriş listesi yazmaktan öteye geçmediği halde, altı ay evine kapanıp aniden  yazdığı bu üç cilt roman ile turnayı gözünden vurmuş, malı götürmüştü. Yazarın durumu ile empati kurmak, kitabı satın aldıran şeylerden biridir. Bu kadının aniden ve altı aylık bir çaba ile kazandığı para, benim empati hislerimi fena halde harekete geçirdi. Daha önce benzer şeyleri J.K.Rowling’e karşı hissetmiştim. Harry Potter’ı okumak istememin temelinde yatan duygu da budur aslında... Bir okuyayım da göreyim, yazar burada ne demek istemiş... Aslında tetkik edilmek istenen şey, aynı performansı bende gösterebilir miyim, gösteremez miyim? İnsan