Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Haksızlığa Uğramak Üzerine

Kırk altı yaşına geldiğimde, haksızlığa uğramanın çok kolay ve bir o kadar da önemsiz olduğunu anladım. Kolaydır; çünkü insanlar, daima kendi duyguları ile hareket ederler. Her insanda, etrafındaki olayları değerlendirerek, karar almasını sağlayan bir mekanizma vardır. Bir nevi bilgisayar programı… Bu program ‘eğer’ diye başlayan satırlarla doludur ve sizi hayatta tutmayı amaçlar. Eğer sana doğru koşan bir köpek varsa….  Cevap, kaç, taş at, ateş et, olabilir.  Mekanizma her zaman böyle işler. Dışarıdan gelen tüm etkiler ‘eğer’ süzgecinden geçmek zorunda olduğu için, insanlar size, kendileri için sonunun iyi olacağına inandıkları tepkileri verirler. Dolayısıyla, bir insanın, başka bir insanın içinde bulunduğu durumu tarafsızca değerlendirmesi, esasen mümkün değildir. Empati kabiliyetlerinin yüksek olduğunu iddia eden insanların, hissettiklerini iddia ettikleri duygular da, sizinkiler olmak yerine, davranışlarınızın, durumunuzun veya söylediğiniz bir sözün, onların ‘eğer’ cümleleri