Yıllarca yok öyle miydi, yok böyle miydi diyerek bir hayalin peşinden koşan insanın, bu hayalle ilgili abuk bir farkındalığa ulaşmasına, sevmediği, nefret ettiği, tüylerini diken diken eden bir sürü şeyin, bu hayalin orijinal parçaları olduğunu görmesine, deyim yerinde ise, eşşekten düşmüş karpuza dönmesine, halk arasında ‘Oha moment’ denir. Bu bir nevi aydınlanma halidir. Kişi aniden, saplantılı bir şekilde peşinden koştuğu hayalin, aslında, gerçekten hayal olduğunu anlar. Öyle bir şey yoktur, hiç var olmamıştır. Sadece kendisi, böyle bir varoluşun olduğuna dair derin bir zehaba kapılmıştır. Bir nevi ekstra büyük ölçekli göz yanılması olarak da nitelendirilebilecek bu olay esnasında, David Copperfield’in uçtuğuna inanan bir salon dolusu insanın toplamından daha avanak bir hale düştüğünü kavramıştır. Oha moment dilimize İngilizce’den geçmiş bir kelimedir. Arka beynin omurilik sapına yakın bölgesindeki lingum merkezinde, ana dili Türkçe olarak registere edilmiş insanlar, böyle b