Geçen hafta bu konu hepimizi epey bir oyaladı. Hepimizi derken; kadınlar top-yekûn ayağa kalktı. Erkeklerden ses çıkmadı. İnsanoğlu nedense böyledir. Bir kural veya oluşum kendisine yarıyorsa, öbürlerinin ne tür bir kazık yediğine pek aldırmaz. Cumhuriyet elden gidiyor, diye mangalda kül bırakmayan arkadaşlarımdan pek azı, bu temel kazanımlarımızdan birinin lav edilme çabasına tepki gösterdi. Bizde bu vesile ile, kadınlara duydukları muhabbetin, cumhuriyetin ilkelerine duydukları muhabbetten büyük olduğunu öğrenmiş olduk. Konu ile ilgili düşüncelerimi daha önce yazmıştım. Sonrasında çok kişi karşı çıktı. Kadınların çok eşli olmalarının mümkün olmadığını söylediler. Baktım kadınlardan da heves eden yok... Herkes evdeki bir taneyi gönderip, çamaşırından, ütüsünden yırtmak derdinde... ben de olayı birkez daha, dinimizin akidelerine göre olması gerektiği iddia edilen hali ile ele alıp irdeleyeyim dedim... Durumla empati kurmak lazım. O yüzden bu hikayede kendimi kocasının ikinci, üç