Dışarda Güneşş, Begonviller Parlıyorr,
Koshmak, Koshmak, Koshmak İstiyorum Dadıcığımm...
Yukarıdaki cümle, Hendân (Bergül Uz) tarafından yazılmış bir facebook durum
bildirme cümlesidir.
Söz konusu statüs 28 Temmuz 2009 saat 10:00’da açılmış, 29 Temmuz 2009
18:06’da kapanmıştır.
Oynayanlar;
Murat Uz: Arap Dadı, Anlatıcı, Kâmran, kendisi.
Bergül Uz: Hendân, kendisi.
Gülfem Karaer: Fransız Mürebbiye’den bozma Dadı, Editör, kendisi.
Durum Güncelleme (Bergül Uz):
Dışarda Güneşş, Begonviller Parlıyorr, Koshmak, Koshmak, Koshmak İstiyorum Dadıcığımm...
Ve yorumlar:
Arap Dadı (Murat Uz) : Kojjmayinn diyurum jijee!!! Düjejekjiniiiijjj !! Jonra bey bana kıjacaakkk...!
Dışarda Güneşş, Begonviller Parlıyorr, Koshmak, Koshmak, Koshmak İstiyorum Dadıcığımm...
Ve yorumlar:
Arap Dadı (Murat Uz) : Kojjmayinn diyurum jijee!!! Düjejekjiniiiijjj !! Jonra bey bana kıjacaakkk...!
Hendân (Bergül Uz) : Niçinn, niçinn öyle diyorzun dadıcığım?
Oyza ben ne kadar bahtiyarım bir bilzen..
Dadı (Gülfem Karaer) : Küçük hanım, birazdan piyano hocanız
burada olacak. Lütfen kendinize çeki düzen verip müzik odasına geçiniz.
Biliyorsunuz musiki astımınıza iyi geliyor...
Hendân : Aih, musuki hocam mı geliyor yokza? Aman Allahım!
Derhal hazırlanmalıyım. "O" geldiği zaman çok ama çok güshel olmam
lazım! Haydi kosh dadıcığım, bana bizzat yardımcı olmalısınız…
Hendân : Öhhö! Öhhöö!..
Dadı : Pardon, dadı uyuya kalmış. Nerede kalmıştık... 'geçen
yaz babanızın evropa’dan getirdiği pembe çiçekli elbiseyi giyiniz.
Gülfem Karaer : Ama benim replikler fransız kırması mürebbiye’ye
daha iyi gidiyor. İstersen bi arap bacı dadı, birde fransız mürebbiye olsun...
Bergül Uz : Olur. Fazla mürebbiye göz çıkartmaz.
Hendân : Pembe çiçekli elbise pek müsanip olur. Bugün musuki hocamın
gözlerini kamaştırmak istiyorum… Ayrıca, ne kadar iyisinis madam… Hiç
görmediğim melek anneciğim gibisiniz.. Size anne diyebilir miyim?
Kâmran (Murat Uz): Tock ! Tock ! Tock !
Hendân : Hiiii.. Geldi geldi… :)) "O" geldi :)) Ay
kalbim çıkıcak sankim:))
Kâmran : Efenim akşam şerifleriniz red-kit olsun... Üzerinize
afiyet atlı tramvayı kaçırdığımdan bir miktar geç kaldım. Lütfen özürlerimi
kabul buyurunuz... Gerçi muhterem pederim bu meslekte ısrar etmem halinde
kendime ait bir kupamın asla olamayacağını kafama vura vura ifade etmişti ama,
musiki aşkı işte naapcaksınız... Aman Yarabbi!!! Lala, Lala !!! Melekler beyaz
diil miydi?... Yau bu pembe !!!!
Hendân (Bergül Uz): Reca ederim beyefendi... Lütfen terbiyenizi
takının... Ne laubalilik bu böyle? Siz benim muhterem pederimin kim olduğunun
farkında değilsiniz galiba... Dadıcığımmm, dadıcığımmm...
Kâmran : Muhterem melek...AMAN !.. Muhterem küçük hanım... Pempe
olduğunuz kadar güzel, güzel olduğunuz kadar küstahsınız da... Derhal peder
kozunu kafama kakmak suretiyle sofada kalmamı sağladınız... Zaten geç kalmam
münasebetiyle musıkii dersimizin ilk bir saatini kaybetmiştik, geri kalan saati
de malikanenizin giriş bab'ında pederinizin kimliğini tahmin etmeceyle
harcamaktayız...evet dadısııı dadısıııı lütfen bizi musiki odasına alır
mısınıııızz.....
Gülfem Karaer : Dadı, bu arada akşam servisindedir. Çünkü pembeli kızın
babası artık eskisi kadar zengin değildir. Herşey bir gösterişten ibarettir. Dadı
bir otelde iş bulmuştur. Orada müdürlük, komilik, garsonluk ve bulaşıkçılık
yapmaktadır. Aldığı parayı da kızın babasına vermektedir, Sankilim kendisi kazanmış
gibi harcasın diye... Evet, akşam servisinden gelen dadımız kapıda belirir...
Dadı : Ah küçük hanım,
niye altı saatir bu kapıda dikiliyorsunuz. sonra bacaklarınızda varis olur da,
size iyi bakamadım diye babanız beni paylar, alimallah. Buyurun lütfen, bu
taraftan...
Anlatıcı (Murat Uz) : Önde dadı, arkasında pembe, onun da
arkasında Kâmran Bey, tek sıra olmak suretiyle konağın merdivenlerini
tırmanırlar. Konak çoook büyük olduğundan yaklaşık 1 saatlik yolculuk ve iki
ihtiyaç molasından sonra musıkii odasına varılır. Odada bir piyano ve dadının
kıvır zıvır eşyaları vardır. Dadı yaz sezonunda iş zenginleştirmesi yaşamakta
olduğundan bu kıvır zıvırlar arasında bir rapido, iki dolmakalem, bir peşkir,
bir süpürge, bir de Mintax krem deterjan bulunmaktadır. Eşyaların kiminin
yanından kiminin de üstünden geçerek piyanoya ulaşırlar...
Hendân : Kâmran bey... Kâmran bey... Sizin
maksadınız benimle gönül eğlendirmek mi yoksa? Nasıl da hemen odanın
envanterini çıkartmışsınız... Sizin gözünüz benim paramda ve dadımın kıvır
zıvırlarındaymış demek… Nayırrr nolamaz…
Bergül Uz : Ama dadı da ne dadıymış! Malzemeye bak; rapido ,
mintax, peşkir… ohaaa.. Ya bi kere daha atlı tranvaya biniyosun mintax ile
tekerlekleri mi yağlıyosun… o ne?
Kâmran : Ah küçük hanım o da ne demek öyle... cem'an sekiz
saattir sizin musıkii dersinizi verebilmek için burada neredeyse ruhumuzu
teslim etmek üzereyiz, siz buna gönül eğlendirmek diyorsunuz... teessüf ederim...
hatta biraz da ettim galiba... Anlatıcı, sevgili okuyucular da olaya girebilsin
diye ayrıntılı tasvir yapmakta ve siz bana mal etmektesiniz. Lutfen
mevcudiyetinize yakışır bir kibarlıkla şu piyanonuzun başına geçiniz, beni
kederimle baş başa bırakınız..... Dersimizin makamı kürdili hicazrock…
Hendân : Ah Kâmran bey... ne kadhar içlisiniz... ne
buyurmuştunuz? kürdili hicazrock… şöyle bişey olur mu hocam?
Miniiiiik miniiiik minik kelebeeeeek, minik kelebeeeeek…
Kâmran : Olur, olur hepsi olur... Daha genciz tabii zamanla
hepsi olur.... Ama yorgunluk da var tabii. tam konsantre olamıyoruz... pekiii
şöyle yapsak... Evropalı bir üstadın tam da bu makamda bir eseri var... Aşık
Freddy Mercury... Eserin adı Thiridhine Bandom... Çantamda notaları olacaktı...
buyrun lütfen...
Hendân : Ve musuki dersleri böyle sürüp giderken Kâmran ile Hendân
nihayet mutlu bir izdivaç yapmaya karar verirler. Bu esnada Hendân pederinin
iflas ettiğini öğrenir. Hepçek dadının eline bakmaktadırlar. Artık fukera
olduğunu farkeden Hendân dadının çalıştığı otelde işe girerek Kâmran'dan
kaçmaya başlar. Ancak bilmediği bi gerçek vardır. Kâmran'ın pederi aslında o
otelin sahibidir. Dadı da Kâmran'ın halasıdır. Fransız kırması mürebbiye ise
çoktan unutulmuştur. Babası tarafından otele müdür olarak atanan Kâmran,
halayık kılığında Hendânı karşısında görünce yamulur. Birbirlerine kavuşan ve
fukeralıktan da hamdolsun teğet geçen iki genç, dadının da acık iteklemesi ile
mesut bir izdivaç yaparlar.
~SON~
ERLER FILM
Gülfem Karaer : Ama unuttuğun bişey var. Kâmran’ın halası olan
dadı, aslında Hendân'ın babasına aşıktır. Yıllar önce baba, dadının temiz
aşkını görmeyip, Hendân'ın annesi ile evlenmiştir. Annesi Hendân'ı doğururken
ölünce, dadı bu yavruya bakmaya başlar. Aşkı halen devam etmektedir. Hendân'ın
pederi parasını kaybedince, otelde işe girerek onlara fakirliği hissettirmez. Bu
arada fakir baba kaza geçirir, tekerlekli sandalyeye mahkum olur. Dadı’nın
getirdiği parayı almak istemez. Dadı çaresiz aşkını itiraf eder. Sonra dadı ile
Hendân otelde çalışmaya başlarlar. Akşam servisinde dadı garson, Hendân'da komi
olarak çalışmaktadır. Hendân komilik yaparken halayık kıyafeti giymektedir.
dadı ise, şort, t-shirt ve terlik ile takılmaktadır.
Gülfem Karaer : Hendân ve Kâmran'ın nikah töreninde, dadı ile
fakir, sakat ama gururlu baba da gözgöze gelir. Baba aslında hep dadıyı
sevmiştir. Ama Hendân'ın annesi ona aşık olduğunda, sadece 9 aylık ömrü
kaldığını öğrendiği bu kızı kıramamış, onunla evlenmiştir. 9 ay, Hendân'ı
doğururken dolunca, kızcağız hakkın rahmetine kavuşmuş, Baba’da dadının Hendân'a
bakmasını biricik aşkına yakın olmak için istemiştir. Son perde de baba,
kızının mutluluğunu görmenin şoku ile sandalyeden kalkar, dadıya yürür, elleri
birleşir ve dadıyı alnından öper...
Son kare, kah kah, kih kih gülen dadı, baba, Hendân, Kâmran ve
alkışlayan Kâmran'ın babası, otel personeli...
Cümleten geçmiş olsun...
Murat Uz: OBAAAAA !!!! Bunu bir daha yapalım... Bu sefer tarzı
farklı olsun... Uzay filmi falan çekelim meselaa :))))
Gülfem Karaer : Şu statusun çıktısını alıp bi yerde
saklasanıza... veya nasıl alınır söyleyin de ben yapayım... Bunlardan kitap
yapabiliriz arkadaşlar....
Burçlar geyiği de çok süperdi mesala... Onu’da bulabilirmiyiz acep...
Editörün Notu: Bu statüs yazıldığı sırada Hendân (Bergül Uz)
Türkcell’de, Kâmran (Murat Uz) Zorlu’da, Dadı (Gülfem Karaer) Selimhan Otel’de
çalışmaktadır. Otel gerçekten de Dadı’nın babasına aittir.
Yorumlar
Yorum Gönder