Bundan yıllar önce, bir yazı
okumuştum. Tanrı ve din kavramını irdeliyordu. Yazar, ‘dinler, ahiret hayatı
vaadi ile, dünya hayatını kontrol ederler’ diyordu. İlk okuduğumda çelişki gibi
gelmişti. Sonradan düşününce, yazan kişiye hak verdim. Ahirette verilecek
ödüller veya cezalar, aslında en çok bu dünyadaki davranışlarımızı kontol
etmemize yarıyordu. İnsan denilen makine, bencil ve bozguncu bir yaratık...
Cennetin vaatleri ve cehennemin alevleri olmasa, herkes yaptığının yanına kâr
kalacağından emin olsa, burası ne tür bir yer olur, bilmiyorum. Bu anlamda
şahsen, toplum düzeninin sağlanmasında dinlerin katkısının inkar edilemez
olduğunu düşünüyorum. Bir insanı öldürmeden önce ‘yakalarlarsa yirmi yıl yerim’
düşüncesinin yanında ‘allah çarpar’ fikrinin de caydırıcı olduğuna
inanıyorum. Hayatımın bir döneminde, ateist
olduklarını iddia eden insanların arasında yaşamak zorunda kalmıştım. Bir insan
ateistse ve vicdani değerleri gelişmemişse, sonuçları kendisi ile birlikte
yaşamak durumunda kalan insanlar, hayvanlar ve hatta bitkiler için kötü oluyor,
bizzat test edip, onayladım. Bu yüzden, inancımız ne olursa olsun, hiçbir
canlıya kendi içsel denetim mekanizmalarımız izin vermediği için kötülük yapmak
istemeyecek kadar gelişmiş bir kollektif bir bilince uluşana dek, dinin insan
vicdanı üzerindeki kontrol yetisini destekliyorum.
Ben destekliyorum desteklemesine
de, bu konuda ahkâm kesenler, bazen kantarın topuzunu kaçırıyorlar. Geçenlerde,
internette birşey gördüm. Şimdilerde politika ile haşır neşir olan ve toplumda
dindar kişiliği ile tanınan birinin babası, ahiret hayatı ile ilgili bazı
açıklamalar yapmış. Öncelikle bu bilgileri nereden ve nasıl temin ediyorlar? O kısım her daim muamma... Bildiğim kadarı ile
gidip de geri gelen yok... Arkadaşlar, cennet o kadar da matah değil,
abartmayın. Her yer su içinde, geçen sene Kevser taşmış, sokaklardan çamur
akmış. Hala o şekil duruyor, bir el atıp temizlememişler. Son fırtınada da
köşklerin çatısı uçmuş, tavanlar akıtıyor, diye bir bilgi aldığımızı
hatırlamıyorum. Veya cehennem söylendiği kadar sıcak değil. Zebaniler de
aslında çok kafa herifler. Süper geyik dönüyor, dediler de, ben mi duymadım...
Gerçi bir arkadaşım var. Habire öbür tarafa telefon açıp duruyor ama, o
sayılmaz. Zira, telefon vazifesi gören kişinin söylediklerinden emin olamayız.
Çünkü işin içinde para var. At bi beşlik, öbür dünyanın numarasını tuşlayım,
diyen bir yaklaşımın isabet yüzdesini bilemeyiz. Gerçi bu konuda rehber aslında
belli, danışılacak tek kaynak kutsal kitap... Ben kendisini vaktiyle bir kaç kere
okumuş idim. Konu hakkında genel tasvirlerden öte, belirgin bir tarife
rastlamadım. Dini konularda girişilen tartışmalarda ‘Kur’an-ı Kerim’i okudum,
böyle birşey demiyor’ dediğimde, Kur’an’ı okuman yetmez, tefsir okuman lazım,
cevabını aldım. O arapça bugün konuşulan arapça değil diyen mi ararsın, tercüme
edilemez, diyen mi ararsın... Arkeologlar Mısır dikilitaşlarına kazınmış
hiyeroglifleri tercüme ediyorlar, sümer çivi yazıları okunabiliyor ama ne
hikmetse Kur’an’ın yazıldığı arapçayı anlayıp anlatacak kimse bulunamıyor.
İlginç, hakikaten ilginç... bu durumda içimden minareyi çalan, tefsirini
hazırlar, demek geliyor ama malum bu konular narin, bugün olmaz belki yarın...
iyisi mi ben hiç bulaşmayım, sözünü ettiğim zat-ı muhterem’in cennet
tasvirlerine geri döneyim.
Şimdi efendim, beyefendi diyor
ki; cennette en alt kademedeki müslüman erkeklere 72 kadın verilecek.
Müslümanlığın kademesi yükseldikçe bu sayı artacak, 100’e kadar çıkacak. Bence
bu negatif yönde bir motivasyon olmuş. 72 ile 100 arasında matah bir fark yok.
Bunu okuyan müslüman erkeklerin artık kasmayı bırakacaklarını düşünüyorum.
Elhamdülillah müslümanım, deyince alınacak 72 tane hatun da son derece yeterli
gelecektir bence... 72’den başlayıp 1172’ye kadar çıkılacak dense, bence çok
daha iyi olurdu. Bu konuda bir düzeltme açıklaması yapılırsa, suç oranında
paralel bir düşüş olacağını düşünüyorum, şahsen...
İkinci açıklama; müslüman
erkeklere verilen hatunların her sevişmeden sonra yeniden bakire hale
gelecekleriydi. Bence bu da sakat bir açıklama olmuş. Aslında her seferinde
yeni bir bakire hatun verilecek, denmeliydi. Kadınların otomatikman bakire hale
geldikleri bir yerde, hiçbir erkek, birlikte olduğu kadının gözü açılmadık
sığırcık yavrusu olduğundan emin olamaz. Dolayısı ile performans kaygısı hat
safhaya çıkar, değil 72 kadınla, 2 kadınla beraber olacak hal kalmaz. Bence bu
konu da bir açıklama ile düzeltilmeli. Bir erkekle beraber olan kadınlar, daha
sonra kazanlarda eritilip hammadde haline getirilecek, kendilerinden yeni
huriler dökülecek veya bu kadınlar cehenneme gitmiş erkeklere verilecek, falan
denilebilir. Sonra istenirse, yaratıcının inayeti ile bakire hale getirilmiş bu
kadınlar tekrar dolaşıma verilebilir tabii... şayet böyle olacaksa, bunun bir
gizem olarak kalmasının, müslüman erkeklerin dünya üzerindeki yaşantılarının
ahlak kurallarına uygun olmasını garanti etmek açısından önemli olduğu
kanısındayım.
Üçüncü noktada, fetvayı veren
beyefendi, ereksiyon sürelerine değinmiş. Cennette ereksiyon hiç bitmiyormuş.
Bence de böyle olması lazım. Yoksa 72 kadınla nasıl beraber olunacak? Demekki
öbür tarafta hoca allahü ekber deyince kalkıcaz, namazı kılıp, konuya
giricez... eh akşama kadar anca... aralarda yemek molası hariç, başka hiçbir
işe bakmamamız lazım. Yoksa akşama kadar töbe billah yetişmez, rezil kepaze
oluruz.
Şimdi buraya kadar herşey
erkekler için söylenmiş gibi görünsede, kadınlar için de açıklamalar yapılmış tabii...
Bizim gibi müslüman kadınlar cennette tek eşli olacaklarmış. Bunu duyan bir arkadaşım; aaa burada bir
tane, orada bir tane, bu ne be... diye bağırdı. Kızcağız ilk bakışta haklı gibi
görünebilir ama bize verilen erkekler 10 kaplan gücündeymiş. Her türlü
fenteziyi gerçekleştirebileceklermiş... Neyse, şahsen beni bozmaz... İyi bir
cinsel uyumun, uzun süren bir ilişki ile yakalanabileceğine inanan
konvansiyonel bakış açısına sahip bir insan olarak, çok dırdır edeceğimi
sanmıyorum. Bence olaydaki asıl trajedi bu değil. Yazının devamında ‘müslüman
kadınlar, bu dünyada şehit olmuş erkeklere verilecekler’ denmiş. Bence asıl
dram burada... Şimdi kendinizi bir an o şehidin yerine koyun. Adam vatan millet
uğrunda, ömrünün baharında tertemiz alnından vurulmuş, bu dünyadan göçmüş
gitmiş, ahirette ‘kısmetine bu düştü’ diye, misal beni veriyorlar... Kendi
ömrünü gözünü kırpmadan harcamış adama reva mı bu... Şimdi o şehit ‘ulan ben
top mermisi ile vuruldum, öldüm. Vere vere bu kısa kesilmiş hamam tokmağını mı
verdiniz. Adriana Lima gelsin çabuk. Yoksa burayı yıkarım başınıza’ dese, ne
karşılık verilecek... şahsen, yerden göğe kadar haklı... hem müslüman kadınlar,
yetiştiriliş tarzları gereği muhafazakar olduklarından, şehitlere bu kadınları
vermek, dünyadan bir halt anlamadan geçip gittiniz, ahirette de size bu
kadınları verdik ki, burada da yüzünüz sittin sene gülmesin, demenin başka
türlüsü olmuş sanki... Ben şehitlerimize Ukraynalı veya Beyaz Rus olmadı en
azından Moldova’lı kadınların verilmesinden yanayım. Şayet bunların hiçbiri
mümkün olmazsa, bari hintli, kama sutra bilen hatunların arasından bir seçim
yapılsın. Garipler, bu dünyadan birşey anlamadılar, hiç değilse ahiret
hayatları da ziyan zebil olmasın...
Dün bu konuyu ofiste
tartışıyorduk. Bizim kızlardan biri, huzur-u mahşerde, neden 72 adamla beraber
oldun, derlerse, siz burada bir tane verilecek dediniz, bende sayıyı tutturmak
için, kendimce tedbir aldım, derim dedi... Tabii böyle bir savunmaya onlar
neder, bilinmez... Tanrı, o gün huzuruna çıktığımızda, bizi dinleyip, ‘geçin
içeri allah’ın cezaları. Ben size kıçınızdan element uydurmayın, demedim mi? Lanet
olsun sizi yarattığım güne’ der mi acaba? Veya bunları görüp, gazabından
köpürüyor mudur? Yoksa ‘eğleniyor işte çocuklar’ deyip gülüp geçiyor mudur?
Yüce Rabbimin biz aciz kullarının
zırvalarına ne tepki vereceği bilinmez ama hazır yeri gelmişken, kendimi,
şehitlik mertebesine ulaşmış bir adama layık görmediğimi bu vesile ile
belirtmek isterim. Kendilerine top modellerden birinin verilmesi, hakkaniyet
ilkesine daha uygun olacaktır. Ben bu konuda kendimi feda ederek, şehit
olmamış, öyle alelade şekillerde ölmüş bir kaç adamla idare edebileceğimi
söylemek isterim...
Lütfen Tanrım, bize acımıyorsan,
şehidimize acı, kendisi için hiç değilse, bu kadarlık bir fedakarlık yapmayı
bize nasip et...
Amin...
Yorumlar
Yorum Gönder